STONEHENGE'NİN SIRRI





Stonehenge'nin üzerinde bir sır havası var. Bilimin pek çok alanından insanlar geçmişte bu sırları çözmeye çalıştılar. O güneşin bir tapınağı mıydı ? Bir saray ,sihirli bir ibadet yeri veya bir gözlem evi miydi ?  Yoksa yunanlı matematikçiler tarafından yüzyıllarca önce kurulmuş bir bilgisayar mıydı ? Bir gün belki de tüm bu soruların cevabı bilinecek. Belki de bu taşlar uzaktan bakıldığında gri taşlardan oluşmuş bir yüzük gibi görünen Stonehenge Güney İngiltere de rüzgarlı Salisburg da yer almaktadır. Stonehenge göz alabildiğince uzanan arazideki tek kesintidir.  Dört metreden daha yüksek olan ve dikine duran taşların görüntüsü güçlü bir etki oluşturmaktadır. Rüzgar, toz ve yağmurun kum taşının zayıf noktalarındaki etkilerine karşın halen taşlar dikildiği şekilde durmaktadırlar ve 4000 yıl önce onları şekillendiren gereçlerin izlerini taşımaktadırlar.
Stonehenge zaman ve tabiat güçleriyle onun anlamını keşfetmek isteyenlere karşı durmaktadır. Henry James "Bu dev taşlar için yüzlerce soru ortaya koyabilirsiniz, ancak merakınız güneşli bir sessizlikte yok olacaktır." demektedir

.                 

 

Stonehenge Prehistorik taşlar içinde yegane bir örnektir,  zira onun taşları yapay olarak şekillendirilmiş ve bir mimari plan çerçevesinde birleştirilmişlerdir. Bu planın ayrıntıları ancak dikkatli bir inceleme sonucu anlaşılabilir. Örneğin dikine duran taşları birleştiren paçalar düz değillerdir her biri belli bir eğiklikte biçimlendirilmiş olup bunlar bir araya geldiğinde bir çember oluşturmaktadırlar.  Dikine duran taşların merkezlerinde pek çok klasik Yunan Kilisesinin sütunlarındakine benzer şeklide şişkinlik vardır. Ve bu perspektif bir etkiye imkan tanımaktadır.
İnsanların bu çabalarının amacı neydi?  Stonehenge bir saray,  bir mabet, yoksa Güneş'i,  Ay'ı ve yıldızları izleme amacıyla kurulmuş bir gözlem evi miydi?


DRUİDLER'DEN DAHA ESKİ

17. yüzyılda, bilimsel arkeolojinin gelişiminden önce tarihçiler Stonehenge'nin Britanya ve Galler'in Keltik papazları olan Druitler tarafından yapıldığını düşünmüşlerdir. Bu hala en geçerli olan teoridir. Ancak sırları aydınlatmaya yetmemektedir. Biz ise bugün Stonehenge'nin Druitlerden 1000 yıl kadar önce ve o zamanlarda Dünyamızı ziyaret eden zeki yaşamsal formlar tarafından yapıldığını biliyoruz. Zaten bu gerçeğin üstünü kapatmakta çok zor. Dünya üzerinde Stonehenge'nin çözülemeyen sırrı gibi bir çok bilinmeyen, bilim adamlarının, arkeologların ve tarihçilerin kafalarını karıştırmaya devam ediyor. Örneğin 17. yüzyıl arkeologlarından  İnigo Jones'e göre bu şekilde dikkatli hesaplamaya dayanan bir tasarım ancak Roma mimarları tarafından yapılabilirdi. Benzer bir teori 50 yıl önce arkeolog  Elliot Smith tarafından ortaya konmuş ve tasarımcılarının Mısırlılar olduğu öne sürülmüştür.

            

AY VE GÜNEŞ TUTULMASININ TAHMİNİ

Bazı daha gelişmiş teorilere göre ay hareketleri güneş ve ay tutulmaları hakkında gözlemler yapılabilmesine imkan vermektedir. Ayrıca Hawkins 56 Aubrey deliğinin bu tahminle ilgili olduğu görüşündedir.Böylece Hawkins teorisinde bu delikler bir tip bilgisayar görevini yapmaktadırlar.  Ancak Güneş ve Ay tutulmalarını  56 dan değişik sayılar ile daha iyi yansıtılabilmesi mümkündür.
 

Taş çemberlerin bir gözlem evi olarak kullanımı ilk olarak Stonehenge'de olmuştur ( Stonehenge I'in yapılış dönemleri 3 e ayrılan Stonehengenin birinci dönemini ifade eder. M.Ö. 2750 den sonrası...) . Yapımın daha sonraki aşamalarında astronomi biliminde ilerleme kayıt edilememiştir. Stonehenge II nin yapımcıları çift halkanın girişinde dört taşla güneş ışınlarının yıllık hareketini düzenlemişlerdir. Astronomi ile bu uğraşma üçüncü ve nihai aşamada da devam etmiştir.Zira ana halkadaki 30 ve merkezdeki 19 taş güneş ve ay taşlarıdır. Son yapılan tapınakta güneş ışınlarının izlenmesi için yapılanlar ilk iki aşama için fazla değildir Bir başka deyişle Stonehenge III ilk tapınakta olduğu kadar kesin gözlem yapabilen yetenekte değildir. Bu nedenle yörenin 1000 yıllık tarihinde astronomik araştırmalar hakkında bir düşme görülmektedir. Bu düşme Stonehenge I deki sistematik ve uygulamalı yerleşim tarzından Stonehenge III deki anıtsal ve sembolik mimariye değin uzanmaktadır.
 

Ancak bu durum son cevaba gelene değin pek çok sorunun ortaya çıkmasına engel olmamaktadır. Pek çok araştırmacı Stonehenge'nin yapımcılarının beklenmeyen ölçüde yüksek bir mimari yetenek sahibi olduğunu kabul edeceklerdir. Bunların bir kısmı astronom rahiplerin tapınağı kontrol ettiklerini ve böylece ayı gözlemlediklerini öne sürmektedirler. Stonehenge'nin ölçüleri üzerinde çalışan bir başka grup ise burayı yapanların standart bir birim kullandıklarını belirtmektedirler bu tip standart ölçü için önerilen megalitik yardan Roma İngiliz ayağına ve piramit inçine değin uzanmaktadır.
Yapılan tüm açıklamalar aslında açıklanması kolay olmayan kavramları içermektedir. Anıt yüzyıllardır koruduğu bir gizemli havayı bugünde devam ettirmektedir. Stonehenge bir mabet ve gözlem evi olduğu yıllarda başka bir takım amaçlarla da kullanılmış olabilir ancak bunların neler olduğu şu anda bilinmemektedir.